Taşkent, Özbekistan’ın kuzeydoğu kesiminde yer almaktadır. Ayrıca kent, Özbekistan’ın başkenti olma özelliğine sahiptir. Orta Asya’nın nüfus bakımından en büyük kentidir. Kent, 1966 yılında yaşadığı depremde oldukça büyük hasar görmüştür. Büyük ölçüde yenilenen kent; geniş yolları, düzenli yerleşim planları, yeşil alanları, park ve bahçe düzenleri ile sağlam alt yapıları ile Sovyet şehir planlamacılığının en önemli örneklerinden birisidir. Ülkemizde yer alan İstanbul şehri ile kardeş kent olan şehri ziyaret etmek için Taşkent uçak bileti satın almanız yeterlidir. Şehirde, günümüze kadar gelmeyi başaran Üçüncü Halide Osman tarafından yaptırılmış, en eski Kur’an mushafı yer almaktadır. 

Taşkent’te Gezilecek Yerler

Minor Camii: Merkeze bağlı olan Minor mahallesinde yer alan camii, modern mimarisi ve bembeyaz mermer kullanımı ile oldukça ihtişamlı bir yapıya sahiptir. Henüz yeni açılmış bir camii olmasına rağmen oldukça rağbet görmekte ve çok sayıda ziyaretçiyi konuk etmektedir.

Prens Romanov Sarayı: 1891 yılında yapıldığı sanılmakta olan saray, 1877 yılında sürgüne gönderilmiş prens için inşa ettirilmiştir. Sarayın mimarisi, yapıldığı döneme göre oldukça modern ve çağdaş bir tarza sahiptir. Av ile ilgilenen prensin anısının yaşatılması adına saray bahçesine, geyik ve av köpeklerine ait heykeller yapılmıştır. Günümüzde ise bu yapı dışişleri bakanlığına bağlı bir konuk evi olarak hizmet vermektedir. Sarayın belirli bir bölümü müze olarak gelen ziyaretçilere açık haldedir.

Taşkent Jeoloji Müzesi: Taşkent’in Mirabad ilçesinde yer alan müzede, yaklaşık olarak elli bine yakın para, on iki adet salonda sergilenmektedir. Mineralleri değerli taşlar, paleontolojik ve arkeolojik kazılarda elde edilen kalıntılar müzede sergilenen paçalar arasında yer almaktadır. Müze, pazar günleri hariç haftanın diğer günlerinde 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Özbekistan Devlet Tarihi Müzesi: Orta Asya toprakları üzerinde yer alan en eski müze olma özelliğine sahiptir. 136 yıl önce kurulan müze, toplamda iki yüz elli bin esere ev sahipliği yapmaktadır. Dört katlı olan müze, mimari görünümünün yanı sıra içerisinde yer alan arkeolojik, nümizmatik ve etnografik eseler ile de çok sayıda ziyaretçiyi ağırlamaktadır.